Keratokonus ve Tedavisi
Keratokonus
Keratokonus , gözün ön kısmını oluşturan saydam tabakanın (kornea) öne doğru bombeleşmesi ve incelmesi ile karakterize her iki gözü birden etkileyen, ilerleyici bir hastalıktır. Kornea göze gelen ışınların kırıldığı en önemli göz tabakasıdır. Bu bölgede oluşan değişimler ışınların yanlış odaklanmasına sebebiyet vererek görme kalitesini ciddi şekilde bozarlar
Aile hikayesi olanlarda ve alerjik bünyeli kişilerde daha sık görülen bu hastalıkta en önemli şikayet gözlük ile düzeltilemeyen görme azlığıdır.
Keratokonus genellikle 15-16 yaşlarında başlar ve 35 yaşına kadar ilerleme gösterebilir. Hastalığın seyri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilmeltedir
Keratokonusun ilk evrelerinde şikayet genellikle gözlük numarasının sık değişmesidir. Hastalık ilerledikçe gözlük ile net bir görüş sağlanamaz
Keratokonus’un tedavisi
Hastalığın seyri ve ilerleme hızı son derece farklı gelişebileceğinden keratokonus tedavisi kişiye özeldir. Gözlük bile kullanmadan net görebilen ve hastalıklarından habersiz hastalar olabileceği gibi son derece hızlı ilerleyen ve yirmili yaşlarda kornea nakli gerektiren olgular da görülebilmektedir. Aslında yapısal bir hastalık olan keratokonusun tam anlamıyla bir tedavisi yoktur.Burada amaç öncelikle
CCL –(Korneal Çarpraz Bağlama)
Son 10 yıldır giderek artan sıklıkta kullanılan ve keratokonusun ilerlemesini durduran bir yöntemdir. Bu tedavide Ultraviole A ve Riboflavin ( B2 vitamini) kullanarak korneanın yapısını güçlendirilmektedir. Bu nedenle hastalığın seviyesi ve hastaların görme kalitesi ne olursa olsun progresyon yani hastalığnda ilerleme saptanan hastalarda ilk tedavi seçeneğidir. CCL, keratokonusun ilerlemesini durdurmakla kalmaz , görme seviyesinde de bir miktar artış sağlar.
Yöntem: Standart uygulamada Dresden protokolü uygulanır .Damla anestezisi ile göz uyuşturulduktan sonra korneanın en dışında yer alan epitel tabakası soyulur.5 dakika ara ile riboflavin solusyonu 30 dakika boyunca göze damlatılır. Daha sonra 370 nm UV-A , kornea yüzeyinden 4-5cm uzaklıkta yaklaşık 8 mm lik bir alanda 30 dakika uygulanır. UV-A tatbiki sırasında her 5 dakikada bir Riboflavin damlatılmaya devam edilir. İşlem bittikten göze kontakt lens takılarak hasta evine gönderilir Ortalama 4 gün sonra iyleşme tamamlanmış olur ve kontakt lens çıkarılır Hastaların görme kalitesinin eski haline gelmesi genelde 3 ayı bulur. Bu nedenle diğer gözün tedavisini zorunda kalmadıkça en az 3 ay sonra yapmak daha doğru olacaktır Yapılan çalışmalarda , 1 kez yapılan CCL girişiminin hastaların büyük bir kısmında(%95) keratokonusun ilerlemesini durdurduğu saptanmıştır.
Hastanemizde Avedro cihazı ile hızlandırılmış çarpraz bağlama tedavisi uygulamaktayız. Yapılan son çalışmalarda UV-A uygulamasının daha yüksek güçte 10 dakika yapılmasının Dresden protokolü ile aynı etkiyi sağladığı gösterilmiştir. Bu teknikte süre kısaldığından hem hasta konforu artmakta hem de UV-A uygulaması sırasında korneanın incelmesi önlenmektedir
Sert- Hibrid kontakt lensler
Keratokonusta korneanın şekli bozulduğundan , yumuşak lenslerle görme artışı sağlanamaz. Sert ya da Hybrid(Ortası sert, kenarları yumuşak) lensler korneanın önünde düzgün bir kırıcı yüzey meydana getirerek görmeyi arttırabilirler. Lens kullanmak, hastalığın ilerlemesini durudurmaz. Bu nedenle KL kullanan hastaların rutin kontrolleri yapılmalı ve gerekli görüldüğünde korneal çarpraz bağlama tedavisi uygulanmalıdır.
Kornea içi halkalar(Keraring,Ferrararing,Intacs)
Keratotokonusta bozulan kornea dokusununun içine monte edilen , şeffaf yapıda , doku uyumlu, cam türevi implantlardır. Korneanın içine yerleştirildikleri için kontakt lens gibi takıp, çıkarmak gerekmez. Ömür boyu sorunsuz bir şekilde gözde kalabildikleri gibi istenildiği zaman gözden çıkarılabilirler.Değişik markalarda ve yapıda ring segmentleri mevcut olmakla birlikte hepsinin etki mekanizması aynıdır.Burada amaç şekli bozulan korneayı daha düzgün hale getirmek ve göze gelen ışınların doğru kırılmasını sağlamaktır.
Yöntem: Damla anestezisi ile göz uyuşturulduktan sonra Femtosaniye laserle kornea içinde istenilen derinlikte ve çapta tünel oluşturulur. Yaklaşık 10 saniye süren bu işlemden sonrasında ring parçaları bu tünel yardımıyla kornea içine yerleştirilir. Tedaviden sonra göz kapatılmaz .
Hastanemizde 2006 yılından beri halka implantasyonu uygulamaktayız. Son birkaç yıldır bu tedaviyi korneal çarpraz bağlama tedavisi ile kombine ederek hem keratokonusun ilerlemesini durdurmakta hem de hastalarımıza daha iyi bir görsel sonuç sunabilmekteyiz
Topografi kılavuzlu Excimer Laser tedavisi
Kornea kalınlığı uygun olan keratokonus hastalarında bozuk olan kornea yüzeyini düzeltmek için uygulanan bir yöntemdir. Topografi cihazından alınan görüntüler analiz yapılarak Excimer laser cihazına aktarılır sonrasında korneanın düzensiz olan ön yüzeyi laser atışları ile düzeltilir. Bu yöntemin uygulanması için kornea kalınlığının belli bir limitin üzerinde olması gerekir . Genelde korneal çarpraz bağlama tedavisi ile birlikte uygulanan bu tedavi ile erken keratokonus olgularında oldukça başarılı sonuçlar alınabilmektedir
Gerek kornea içi halka gerekse topografi kılavuzlu Excimer tedavisinin amacı gözlükten kurtulmak değil şekli bozulan kornea dokusunu daha düzgün hale getirmektir. Doğru hastada, doğru zamanda ,doğru tedavi uygulandığı zaman görme kalitesi oldukça bozuk olan keratokonus hastalarında yüz güldürücü sonuçlar alınabilmektedir. Her iki yöntemde de başarı hastalığın erken dönemlerinde daha yüksektir. Bu nedenle keratokonus hastalarının zaman geçirmeden gerekli donanıma sahip ve bu konuda deneyim sahibi bir merkeze başvurmaları gerekmektedir
Keratoplasti (Kornea nakli)
Keratokonusun ilerleyip korneanın saydamlığını yitirdiği ya da diğer yöntemlerle olumlu sonuç alınamadığı durumlarda tercih edilen bir yöntemdir. Keratoplasti; halk arasında göz nakli olarak bilinen, aslında gözün sadece çeşitli hastalıklar sonucu bozulmuş olan korneasının bağışlanan kornea ile değiştirildiği bir ameliyattır. Kornea nakli ameliyatında bağışlanan sağlıklı korneadan 6–9 mm çapında olabilen daire şeklinde bir parça çıkartılır ve alıcının (hastanın) korneasından da aynı büyüklükte bir parça çıkartılarak bu bölgeye dikilir. Ameliyat tercihen genel anestezi altında yapılır.
Keratokonus genç yaşlarda görülen bir hastalık olduğundan nakil yapılan korneada aynı hastalığın gelişme ihtimali ya da yeni takılan korneanın vücüt tarafından reddedilmesi olasılığı yüksektir. Bu nedenle keratokonus tedavisindeki ana hedef mümkün oldukça hastaların kendi kornealarıyla yaşamlarını sürdürmelerini sağlayabilmektir.